Bu hafta
yeni bir tarif yapamadığım için sizinle özel bir lezzeti paylaşmak istiyorum.Baslığı
okur okumaz birçoğunuzun yüzünü buruşturduğunu görür gibiyim. Ama lezzetini keşfettikten
sonra bu ifade "bu nasıl bir şey”e dönüşüyor. Cevabi yormadan vermeliyim:
"nefis, leziz, enfes bir şey"
Bu tarifi İstanbul’un
bence en özgün restoranlarından biri olan Asitane'den aldım. Bundan seneler
önce hakkında duyduklarımdan sonra mönüde gözüme tabi ki ilk "kavun dolması"
çarptı ve siparişimi verdim. Görseli, tadı, her şeyiyle süperdi.
Restoran
sahibi beni kırmayıp, detaylı tarifini verdi, ben de ilk fırsatta denedim. Ama
itiraf ediyorum, kavun mevsiminin en sonu olduğu için doğru kavunu bulamadım,
ama yine de çok lezzetli olmuştu.
Bundan 3
sene kadar önceydi bu tarifi yapmam. Henüz o zamanlar blog yazma planım olmadığı
için çok fazla resim çekmemiştim, ama güzelliğini gösterecek bir örneğim var, yanına
bir de restoran’dan aldığım kavun dolması resmini koyarsam yeterli olur diye düşünüyorum.
Yine
maalesef tarifin tamamını paylaşmayacağım. Profesyonellere saygı ilkesi :)
Gecen hafta
tarifini yayınlamış olduğum vişneli yaprak sarmayı da burada denemenizi öneririm.
Ancak
denemek isteyenler için aşağıda restoranın linkini verebilirim. http://www.asitanerestaurant.com/
Ufak bir iki
bilgi vermem gerekiyor gibi hissettim. Bahsetmiş olduğum gibi bu restoran Osmanlı
Saray mutfağından tarifler sunuyor. Mönüde çoğu yemeğin yanında tarihler göreceksiniz.
Bu tarihler o yemeğin hangi dönemden günümüze geldiğini gösteriyor. Aslında bu
tarifleri bulmak o kadar da kolay değil çünkü o dönemde saray asçıları
tariflerini bir sır gibi saklıyorlarmış. Yazılı bir tarif bulmak çok zor, asçılığı
o dönem için babadan oğla gecen bir zanaat gibi düşünebilirsiniz. Peki, bu
tarifler nasıl ortaya çıkıyor? Topkapı ve Edirne sarayı arşivlerinde yapılan araştırmalarla
alış veriş listelerine ulaşılıp yoğun kullanılan malzemeler yardımıyla :) Çok ciddi
bir emek olduğunu anlatmanın daha etkili bir yolu yok sanırım. Ve sonunda yaz
ve kış olmak üzere değişen koskoca bir mönü ortaya çıkıyor. İki ayrı mönü olmasının
nedenini mevsimlik ürünler kullanıyor olmaları.
Benden bu kadar, daha fazlasını gittiğinizde, her bir tabak servis edilirken
kendilerinden öğrenirsiniz J
Bunlar benim Kavun Dolmalarım These are my Stuffed Melons |
Bu da Asitane'den This one is from Asitane |
I will answer without taking your time: “delicious,
delightful, and yummy”
I got this recipe from one of the most original
restaurants of Istanbul “Asitane”. It was years ago when I tasted this dish
after hearing so many good comments on it. When I was there, I looked at the
menu and Stuffed Melon hit me and I immediately ordered.
Everything was perfect, the taste, and the presentation.
The owner of the restaurant with all his kindness gave me the recipe and I
cooked it as soon as I could.
I admit that it was the end of melon season and I
couldn’t find the right melon type however it was still very good J
It was 3 years ago when I first cooked this recipe. Unfortunately
I don’t have that many photos because at that time I didn’t have any intention
of writing a blog, but still have one sample of what I cooked. And also if I add
one more photo provided from Asitane Restaurant, this would be more than enough
to show you its beauty.
And again, I am really sorry that I will not be able to
share the recipe since the recipe and the idea are taken from a Professional. Principle
of respect to professionals J
Just a quick reminder the idea of cooking Rice Stuffed
Vine Leaves was coming from this restaurant as well.
What I can do is to provide the web site of the restaurant
for the ones who would like to try Stuffed Melon. http://www.asitanerestaurant.com/English/index.php
I felt like I should give some more information about
this restaurant. As I mentioned before Asitane Restaurant is specialized on
Ottoman Palace Cuisine (in my previous entry). Most of the dishes on the menu
have dates next to them. These dates are showing from which period of the
Empire, the recipes are coming. Actually it is not that easy to find all those
recipes. During Ottoman times, the chefs of the Palace were not writing down
their recipes, they were all kept in mind as a secret. Being Palace Chef was like
an art passing from father to son. If so, how it happens that the recipes are
still alive? It is the result of a very deep research made on the archives of
Topkapi and Edirne Palace; they took the advantage of shopping lists for
kitchen.
I think this is the most impressive way of showing how
much effort they put to create that menu. After all those researches, we can now
enjoy 2 different menus, one for summer, and the other for winter. There is no
need to say that they use only seasonal products to explain the existence of
two different menus.
It is all from me now, you can learn more from your
waiter about each dish when you are being served at the restaurant.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder